Bugün Arap ve İslam dünyasının maruz kaldığı bu trajediler kalplerimizi hüzünle dolduruyor. Biz, Arap ve İslam topraklarının dört bir yanında yayılan bu zillet için yaratılmadık.
Biz tek bir ümmetiz. Burada sadece Araplardan değil, Müslümanlardan söz ediyorum. Çünkü biz bu yüce ümmetin ayrılmaz bir parçasıyız. Özellikle Suriye bu aşağılayıcı gerçeğe karşı durmuş, halkıyla ve devletiyle onu reddetmiştir. Allah’a hamdolsun ki biz, zilleti ve alçalmayı kabul etmeyen bu toprakların evlatlarıyız. Burada hiçbir zaman Yahudi bayrağı dalgalanmadı; onlara selam vermedik, başkaları gibi yuvarlak masalarda oturmadık.
Evet, bazı siyasi meseleler olmuştur; ancak bunlar diplomatik çerçevenin ötesine geçmemiştir. Düşmanlarımızı yok edecek olan, yalnızca bu ümmetlerin halklarından doğacak irade ve kararlılıktır. Bugün en üst düzey yöneticilerimiz masalara oturuyor ve her Yahudiye, her Amerikan Siyonistine “hayır” diyorlar. Ama halkımız onların ürünlerini tüketmek için koşuyor, ekonomilerini bizim üzerimizden güçlendiriyor!
Kardeşlerim, işe ailemizden başlamalıyız. Onların hiçbir ürününü almamalı, kullanmamalıyız ki Allah katında sorumlu olmayalım ve üzerimize düşen emaneti yerine getirmiş olalım. Bu, Amerikan, Danimarka ve bizi Müslümanlar olarak—devletiyle ve halkıyla—karşısına alan diğer ülkelerin ürünleri için de geçerlidir. Satın almadan önce düşünün! Onlara muhtaç değiliz, sevdiğimiz nice şeylerden vazgeçsek bile.
Kalbimin derinliklerinden, asaleti ve vefasıyla bizlere örnek olan bu değerli insana—sitenin yöneticisi Sayın Hassan Dalati’ye—özel bir teşekkür sunuyorum.
Ramez Abdulhaq Dalati
2009-04-11
