Belki de sert hatlara sahip olan o adamı tanıyanlar, onu gülümserken ya da neşeyle gülerken hiç hatırlamazlar; onun hakkında yumuşaklık veya duygu ifade eden herhangi bir iz bilinmez. Bu köylü kökenli adam, keskin yüz hatları ve sert bakışlarıyla çevresindekilere; ailesine, tanıdıklarına ve hatta Homs şehrine bağlı köy halkına korku ve saygı aşılayan biriydi. Toprakla iç içe geçen bu adam, ona neşe ve hatta gülümseme karşı bağışıklık kazandırmıştı.
Oğlu lise diplomasını aldığında babası ona ne yapmayı planladığını sordu. Oğul, babasından aldığı güven ve ciddiyetle yanıtladı:
— Almanya’ya gidip eğitimime devam etmek istiyorum.
— Kendini yolculuğa hazırla. Ve yüksek öğrenim diploması almanı istiyorum.
Böylece baba ile oğul arasındaki konuşma sona erdi ve konu kapandı.
Oğlu, 1960’ların başında küçük Homs şehrinden Almanya’ya yola çıktı. Yanında lise diploması ve üniversiteye giriş için gerekli evrakları vardı. Kalbinde ise babasının sert yüzü ve yüksek öğrenim diploması almasını isteyen keskin sözleri taşıyordu.
Yıllar süren eğitimden sonra oğul, babasının istediği yüksek diplomayı ve üstün başarısı, zekâsı ve çalışkanlığı nedeniyle kendisine verilen Alman vatandaşlığını alarak Homs’a döndü. Ayrıca ona özel bir iş sözleşmesi sunulmuştu. Uzun yıllardır ünlü ilaç üreticisi Bayer’in bir şubesinde müdür olarak çalışıyordu. Onun emrinde doktor unvanı taşıyan on üç uzman ve çeşitli Alman teknik ve idari personel bulunuyordu. Aralarındaki tek kişi, profesör ve doktor unvanlarını birlikte taşıyan oydu.
Tekrar o sert yüzlü, gülemeyen ve duygularını göstermeyen köylü adama dönelim. Keskin bakışlarıyla herkese korku salan bu adam…
Oğlu Almanya’dan döndüğünde, aile, arkadaşlar ve akrabaları tarafından karşılandı. Evde yalnız olduklarında oğul büyük çantasını açtı ve yanına getirdiği hediyelerini sırayla aile bireylerine ve akrabalarına verdi. Herkes hediyesini almıştı; sadece baba hariç.
Herkes babaya baktı. Babasının yüzü nötrdü. Birkaç dakika sonra oğul tekrar çantasına yöneldi ve renkli bir kurdeleyle sarılmış bir belgeyi babasına sundu:
— Senin için daha iyi bir hediye bulamadım baba… Bu tıp doktorası diploması.
Herkes, babasının alışık olduğu sert yüzüne bir kez daha baktı; fakat bu kez yüzünde alışılmadık bir şey vardı. Yanaklarından iki damla yaş süzülüyor ve dudaklarında sevinç ve mutluluk dolu hafif bir gülümseme vardı.
Birçoğumuz bilir ki, kaktüs bitkisi tüm bitkiler arasında en sert olanıdır ve bu sert bitki yılda yalnızca bir kez büyük bir çiçek açar; çiçek sadece bir veya iki gün yaşar ve tüm bitkilerin çiçekleri arasında en güzel ve narindir. Belki de o sert yüzlü adamın yaşları ve gülümsemesi, kaktüsün açan çiçeği gibiydi.
